14 Mayıs 2013 Salı

Gerçek Doğuş: Rönesans



Rönesans, kelime olarak yeniden doğuş anlamına gelir ve bu terim 19.y.y. da kullanılmaya başlanmıştır. Bu Antik Çağ’ın hümanist düşüncesi ve formları bağlamında bir yeniden doğuştu. Akıl ve mantığın kullanılması ile Tanrı da dâhil olmak üzere her şey hakkında yorum yapmak yine Rönesans döneminde başlamıştır. Genel bir kanı ile söylemek gerekirse, Rönesans Avrupa'daki siyasi, sosyal ve ekonomik gelişmeler sonucu başlayan bir süreçtir.
12.y.y. başlarında itibaren bazı düşünür ve edebiyatçılar, Ortaçağ zihniyetine karşı fikirleri savunmuşlardır. Antik Yunan ve Latin kültürünü esas alan önemli bir kısım düşünürler, Ortaçağ'ın katı kurallarına ve baskı politikalarına karşı durmuşlardır. Bu yüzden Rönesans'ı, Ortaçağ ile Yeniçağ arasında yaşanan bir geçiş süreci olarak görebiliriz. Ancak, Ortaçağ birden bire bitmediği gibi, Yeniçağ da ansızın başlamamıştır. Ayrıca Ortaçağ'ın bitmesi ve Yeniçağ’ın başlaması dünyanın farklı yerlerinde farklı zamanlarda gerçekleşmiştir. Geçişin ilk başladığı ülke olan İtalya'da "Petrarca Zamanı"nda, 14. yüzyılın ortalarında başlamıştır.
Rönesans döneminde yaşanan gelişmelerin her biri ayrı ayrı önemlidir. Ancak bu dönemi asıl önemli kılan Ortaçağ kurallarına ve politikalarına topyekûn bir başkaldırı olmasıdır. İnsan ırkının doğanın kurallarından bağımsız olamayacağı düşünüldüğünde, her neslin bir öncekinden daha güçlü olması ve sürekli bir gelişim göstermesi kaçınılmazdır. Bu durumda da yeni gelen her nesil bir öncekinin yaptıklarından, en azından bir kısmından hoştun olmaması doğaldır. Ancak Rönesans döneminde yaşanan bu hoşnutsuzluk hali öncekilerden daha sert bir başkaldırı şeklinde olmuştur. Rönesans muhtemelen dünya tarihinde yaşanan en kapsamlı ve büyük devrimdir.
Ortaçağ'da yaşanan yeniliklere karşı korku durumu, Rönesans'taki hoşgörü ortamında yavaş yavaş ortadan kalkmıştır. İnsanlar sürekli yeni bir şeylere maruz kaldıklarından zamanla yeniliklere alışmaya başlamışlar ve yaşanan sorun ve hatalara rağmen yeniliklere karşı daha az güvensizlik duymaya başlamışlardır.
Yaşanan yenilikler (özellikle bilim alanında) çoğu zaman öyle büyük olmuştur ki o döneme Rönesans yerine "Yeni Bir Başlangıç" ya da "Gerçek Doğuş" demek daha doğru olur. Rönesans döneminde bilim alanında yapılan yeniliklerin her biri ayrı ayrı devrim niteliğindedir. Her türlü gelişimin temelinde bilim yer alır ve hiçbir şey bilgi kadar çağ açıcı olamayacağından, Ortaçağdaki ürkek kişilerin (başta kilise) neden bilimden korktukları açıkça ortaya konmaktadır.
Rönesans hümanist görüşün önem kazandığı ve insanın sınırlarının olmayışını keşfettiği bir dönemdir. Ortaçağdaki Hıristiyan egemenliğindeki anlayış yapısı, insanın değerini, öbür dünyaya hazırlanışı ile belirlemiştir. Aksine hümanistler insanı dünyadaki yaşamı ile değerlendirmişlerdir. Bütün bunlar insanın kendini keşfetmesine neden olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder