Rönesans, kelime olarak
yeniden doğuş anlamına gelir ve bu terim 19.y.y. da kullanılmaya başlanmıştır. Bu
Antik Çağ’ın hümanist düşüncesi ve formları bağlamında bir yeniden doğuştu. Akıl
ve mantığın kullanılması ile Tanrı da dâhil olmak üzere her şey hakkında yorum
yapmak yine Rönesans döneminde başlamıştır. Genel bir kanı ile söylemek
gerekirse, Rönesans Avrupa'daki siyasi, sosyal ve ekonomik gelişmeler sonucu
başlayan bir süreçtir.
12.y.y. başlarında
itibaren bazı düşünür ve edebiyatçılar, Ortaçağ zihniyetine karşı fikirleri
savunmuşlardır. Antik Yunan ve Latin kültürünü esas alan önemli bir kısım
düşünürler, Ortaçağ'ın katı kurallarına ve baskı politikalarına karşı
durmuşlardır. Bu yüzden Rönesans'ı, Ortaçağ ile Yeniçağ arasında yaşanan bir geçiş
süreci olarak görebiliriz. Ancak, Ortaçağ birden bire bitmediği gibi, Yeniçağ
da ansızın başlamamıştır. Ayrıca Ortaçağ'ın bitmesi ve Yeniçağ’ın başlaması
dünyanın farklı yerlerinde farklı zamanlarda gerçekleşmiştir. Geçişin ilk
başladığı ülke olan İtalya'da "Petrarca Zamanı"nda, 14. yüzyılın
ortalarında başlamıştır.
Rönesans döneminde
yaşanan gelişmelerin her biri ayrı ayrı önemlidir. Ancak bu dönemi asıl önemli
kılan Ortaçağ kurallarına ve politikalarına topyekûn bir başkaldırı olmasıdır. İnsan
ırkının doğanın kurallarından bağımsız olamayacağı düşünüldüğünde, her neslin
bir öncekinden daha güçlü olması ve sürekli bir gelişim göstermesi kaçınılmazdır.
Bu durumda da yeni gelen her nesil bir öncekinin yaptıklarından, en azından bir
kısmından hoştun olmaması doğaldır. Ancak Rönesans döneminde yaşanan bu
hoşnutsuzluk hali öncekilerden daha sert bir başkaldırı şeklinde olmuştur. Rönesans
muhtemelen dünya tarihinde yaşanan en kapsamlı ve büyük devrimdir.
Ortaçağ'da yaşanan
yeniliklere karşı korku durumu, Rönesans'taki hoşgörü ortamında yavaş yavaş
ortadan kalkmıştır. İnsanlar sürekli yeni bir şeylere maruz kaldıklarından
zamanla yeniliklere alışmaya başlamışlar ve yaşanan sorun ve hatalara rağmen
yeniliklere karşı daha az güvensizlik duymaya başlamışlardır.
Yaşanan yenilikler
(özellikle bilim alanında) çoğu zaman öyle büyük olmuştur ki o döneme Rönesans
yerine "Yeni Bir Başlangıç" ya da "Gerçek Doğuş" demek daha
doğru olur. Rönesans döneminde bilim alanında yapılan yeniliklerin her biri ayrı
ayrı devrim niteliğindedir. Her türlü gelişimin temelinde bilim yer alır ve
hiçbir şey bilgi kadar çağ açıcı olamayacağından, Ortaçağdaki ürkek kişilerin
(başta kilise) neden bilimden korktukları açıkça ortaya konmaktadır.
Rönesans hümanist
görüşün önem kazandığı ve insanın sınırlarının olmayışını keşfettiği bir
dönemdir. Ortaçağdaki Hıristiyan egemenliğindeki anlayış yapısı, insanın
değerini, öbür dünyaya hazırlanışı ile belirlemiştir. Aksine hümanistler insanı
dünyadaki yaşamı ile değerlendirmişlerdir. Bütün bunlar insanın kendini
keşfetmesine neden olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder